Stanford Blok Zinciri Haftası Gözden Geçirme: Teorinin Pratiğe Dönüşmesi, ZK Teknolojisi, Modülerlik ve Bitcoin Ekosisteminin Gelişimi

Stanford Blok Zinciri Haftası 26 Ağustos - 1 Eylül tarihlerinde gerçekleştirilecek ve bir dizi konferans, zirve ve etkinliği bir araya getirecek. Bu yılki ana akademik konferansın yanı sıra, Blok Zinciri Uygulamaları Stanford Zirvesi (BASS), Starknet zirvesi ve konsensüs, MEV ve DAO gibi konulara odaklanan akademik seminerler de dahil. Bu makalede, bu hafta ortaya çıkan üç ana trend ve bunların sektör gelişimi üzerindeki etkileri ele alınacaktır.

Trend 1: Sıfır Bilgi Kanıtı Teorisi ve Uygulamalarının Optimize Edilmesi

Sıfır Bilgi Kanıtları ( ZKPs ) toplantının odak noktası haline geldi. SBC'nin ana teması mevcut ZKP çözümlerinin optimizasyonu etrafında dönerken, HyperNova ve Protostar gibi verimli katlama çözümlerinin atılımları üzerinde duruldu. Diğer akademik raporlar ise zkSNARK'ların daha verimli toplu Merkle kanıtları ve ZK devrelerinin biçimsel doğrulaması üzerindeki uygulamalarına odaklandı.

Stanford Blok Zinciri hızlandırıcısındaki birçok girişim, ZKP'lerin farklı alanlardaki yeni uygulamalarını sergiledi. Örneğin, bazı şirketler doğrulanabilir hesaplamada ZKP'leri kullanırken, diğerleri geliştirme araçları ve altyapı konusunda yeni kullanım durumları önerdi, ayrıca bazı şirketler gizli işlemlerin uygulamalarını gösterdi.

ZKP ekosistemi giderek uzmanlaşmaktadır, farklı şirketler ZK süreçlerinin belirli aşamalarına odaklanmaktadır, örneğin uygulamaları kanıtlayıcıya bağlamak, belirli dikey alanlar için ZK kanıtları sağlamak veya geliştirilmiş entegrasyon araçları sunmak. Bu uzmanlaşma, sektörün modüler ve karmaşık bir yöne doğru geliştiğini göstermekte ve ZKP teknolojisinin giderek olgunlaştığını vurgulamaktadır. Akademik atılımlar, teknolojinin yeni kullanım alanlarını açmaktadır, ZKP teorisi ve pratiği arasında simbiyotik bir ilişki oluşturmaktadır.

Trend 2: Modülerlik ile "tak-çalıştır" kombinlenebilirliği sağlamak

Son birkaç ayda, modülerlik popüler bir konu ve büyüme trendi haline geldi. Farklı şirketler, tek bir blok zincirin tüm işlevleri yerine getirmesi yerine, blok zinciri teknolojisi yelpazesindeki belirli görevler üzerine odaklanıyor, örneğin sıralama, yürütme, veri kullanılabilirliği vb. Modülerliğin amacı, daha bileşenler halinde bir teknoloji yelpazesi oluşturarak "tak ve çalıştır" tasarımını gerçekleştirmek ve geliştiricilerin ihtiyaçlarına göre blok zinciri yelpazesini esnek bir şekilde ayarlamalarını sağlamaktır.

Bu "tak ve çalıştır" fikri, Arbitrum'un Stylus projesi üzerine yapılan BASS konuşmasında yer almaktadır. Bu proje, EVM ve WASM kodlarının yürütme ortamını birleştirmeyi ve akıllı sözleşmeler ile WASM kodları arasında kesintisiz etkileşim sağlamayı hedeflemektedir. Diğer bileşenlerin bir araya getirilmesini artırmaya yönelik gelişmeler arasında, endüstri tanımlı bir etkileşim standardı yaratmaya çalışan bir etkileşim protokolü ve modüler blok zincirinin tarihi ve geleceği üzerine tartışmalar bulunmaktadır.

Dikkate değer olan, bu eğilimi destekleyenlerin çoğunlukla olgun şirketler olmasıdır; bu şirketler sektörde lider bir konumda bulunmaktadır. Bununla birlikte, bu alanda çalışan küçük girişimler de mevcuttur, ancak bileşenlerin bir araya getirilmesi, ekosistem liderliğini kurmaya veya pekiştirmeye çalışan projeleri daha çok çekiyor gibi görünmektedir. Bu, genel Blok Zinciri endüstrisi için olumlu bir işarettir, çünkü bileşenlerin bir araya getirilmesine verilen önemin artması, yeni geliştiricilerin engellerini azaltırken daha geniş kullanım durumlarına uygun daha özelleştirilmiş bir teknoloji yığınını mümkün kılmaktadır.

Üçüncü Trend: Bitcoin Geliştirici Ekosistemine Yeniden Odaklanma

Bu Blockchain Haftası'nın üçüncü trendi, en eski blok zincirinin gelişimine ve geleceğine yeniden odaklanmaktır. BASS sırasında, hem teknik hem de kültürel açıdan Bitcoin ekosistemine özel bir vurgu yapıldı. Bitcoin stake protokolü hakkında yapılan konuşmaların yanı sıra, özellikle Ordinals sonrası gelişmeleri kapsayan Bitcoin ekosisteminin yenilikçi geleceği üzerine birden fazla panel tartışması gerçekleştirildi.

Bir ilginç görüş, Bitcoin Ordinals sanatını "dijital mücevher" ile karşılaştırmaktır. Eğer Bitcoin "dijital altın" ise, o zaman Ordinals ile üzerine kazınan sanat eserleri "dijital mücevher" olarak değerlendirilebilir. Ordinals ve diğer yeni projelerin getirdiği kültürel ve teknolojik değişim, birçok Ethereum geliştiricisinin Bitcoin ekosistemine yeniden odaklanmasına neden oldu. Bu geliştiriciler, Ethereum DApp'lerinin tasarımını, token ekonomisini ve uygulama deneyimini Bitcoin'e taşıyarak bu eski ekosistemi yeniden canlandırabilirler.

Ancak, şu anda gerçekten bir "Bitcoin canlanması" içinde olup olmadığımızı söylemek için henüz erken. Bitcoin ekosistemi, kültürel ve teknolojik değişimlere karşı her zaman temkinli bir tutum sergilemiştir. Yine de, Bitcoin ekosisteminin potansiyel gelişimi, hem işlem hacmi hem de kültürel tanınırlık açısından dikkate değer.

Sonuç

Yukarıda belirtilen ZK ilerlemeleri, modüler uygulamaların birleşebilirliği ve Bitcoin ekosisteminin gelişimi ile ilgili üç eğilim, yalnızca Stanford Üniversitesi'nin devam eden araştırma ve yeniliklerinin küçük bir parçasıdır. Gelecekteki birinci veya ikinci katman çözümlerine zemin hazırlayan konsensüs mekanizmalarının yeni araştırmalarından, analiz araçlarını geliştirebilecek işlem ve MEV modelleme tekniklerine, yeni kriptografik ilkelere kadar Stanford Blockchain Haftası, bu sektörün çeşitliliğini ve dinamizmini sergilemiştir.

Diğer birçok endüstri zirvesi veya akademik konferanstan farklı olarak, SBC ve onun yan etkinlikleri, endüstri ile araştırmayı ustaca birleştirerek, başlangıç şirketleri, olgun protokoller ve akademik dünyadan oluşan dinamik bir ittifak oluşturdu. Bu ittifak, blok zinciri alanını ileriye taşımak ve daha iyi bir merkeziyetsiz gelecek inşa etmek için birlikte çalışmaktadır.